Öğrencinin performans anksiyetesi: Sınav sırasında yapamazsam korkusu.

Anda kalma: Korkularımız ve endişelerimiz gelecekle ilgili düşüncelerimizden kaynaklanır. Oysa gelecek bizim kontrolümüz dışındadır. Biz sadece içinde bulunduğumuz anı kontrol edebiliriz. Şu an yaptığımız şeye odaklanarak geleceğe ait bir beklenti oluşturabiliriz ama kontrol edemeyiz.

Gerçek anlamda içinde bulunduğumuz ana odaklanmayı başarabilirsek eğer, gelecekte yaşanacak bir an için düşüncelerimizde kaygıya yer olmayacaktır.

Şu an kontrolümüzde olan faktörler için elimizden geleni yapar ve tam olarak hazırlanabiliriz. Sınav yerini önceden kontrol eder, kendimizi tanıdığımız kadarıyla nasıl iyi uyuyacağımızı, nasıl beslenmemiz gerektiğini önceden planlar ve bunları anda uygularız.

Bu sınav için bir süredir çalışıyorsak ne kadar bildiğimizi biliyor ve sonucu aşağı yukarı tahmin ediyor olmalıyız. O halde sadece anda kalmaya çalışarak gelecekle ilgili düşüncelere kapılmadan ama bilinçli bir şekilde gereken hazırlığı yaparak ilerlemeliyiz.

Panik ve stres genellikle olay anında deneyimlediğimiz duygular değildir. Geleceğe aittir ve ama bizi şu anda kilitler. Deneyimlerinizi gözden geçirin: Ne zaman stresli bir anı yaşarken panik ve stresi hissettiniz? Örneğin daha önce girdiğiniz sınavlarda, sınav esnasında heyecan hissetmeye fırsatınız olmuş muydu yoksa o anın gerektirdiği şekilde sorulara mı konsatre olmuştunuz?

Kendimizi yeterince hazır hissetmiyorsak istediğimiz sonucu elde etme olasılığımız düşüktür. Sınav sonucunda yeterliliğimizi kanıtlayamadıysak bu sınava tekrar girmenin ya da istediğimiz hedefe başka şekilde ulaşmanın yollarını aramaya başlayabiliriz.

Sınava tekrar girmeyi seçtiğimiz durumda kaybedeceğimiz bir yıl bize şimdi çok uzun gelebilir. Bunu iyi bir geri bildirim olarak algılayıp, gelişim için geçirilen en önemli senemiz haline dönüştürmemiz de olasıdır. Kaldı ki bir an için, bundan 30 sene sonrasına gidip oradan bu 1 seneye baksak gözümüze ne kadar da kısa ve önemsiz gelecektir.

Ebeveynin stresi:

Ebeveyn gence bir taraftan bunun ucunda ölüm olmadığını, panik yapmamasını söylerken, diğer yandan elleri titriyor, gözü seyiriyor, sigara üstüne sigara yakıyor olabilir...İletişimde sözler %7, ses tonu, %37 ,beden dili %56 etkilidir. Ebeveynin söylediklerine önce kendini ikna etmesi gereklidir.

Veya ebeveyn gence alenen kaybedilen para ve zamanın büyüklüğünü  hatırlatıyor olabilir. Böyle sözler iyi niyetle gencin sorumluluk almasını sağlamak için de söyleniyor olabilir. Ancak sorumluluk konusu apayrı, başlı başına ele alınması gereken uzun vadeli bir eğitim meselesidir ve sınav zamanı gelmiş çatmışken bunu üstlenmesini sağlamaya çalışmak hiç işe yaramaz. Sınav stresini körükler, genci kilitler, geri bildirim alıp yoluna devam etmesini engeller hatta bunalıma sürükleyebilir. 

Görselleştirme: Ebeveyn ve sınav stresi yaşayan öğrenci, gelecek görüntüsü oluşturma deneyimi yaşayarak bu süreçten daha sağlıklı çıkmayı başarabilir.  Bu deneyimi ebeveyn kendi kendine ve sonra da gence uygulayabilir.

Sınav stresi yaşayan bireyi bundan 20 yıl sonra detaylı olarak hayal edin; (gözler kapalı ya da açık olabilir. Her adımda bir süre kalıp detaylı bir şekilde gözünüzde canlandırın.)

Nerede, neler yapıyor? Nasıl davranıyor?

Hangi yeteneklerini kullanıyor? (iletişim, el becerisi, müzik yeteneği vs)

Hangi değerlerini yaşıyor? (huzur, keyif, sevgi, paylaşım..)

Bütün bunları yapan XXXX kim? (iyi bir iş adamı, aile babası vs.)

Daha da ileri gidin, 10,20, 30 yıl daha gidin..100 yaşında olan XXXX’i düşünün ve 100 yaşından geriye bugüne bakın. Ne farkediyorsunuz?

Yaklaşan sınava karşı duygularınızda bir değişiklik oldu mu?

Bu gelecek görüntüsünü hazırlamak için bundan sonra nasıl davranır, neleri hayatınıza çekersiniz?

Keşfettiklerinizi not alın ve bu hissiyatı korumak için kendinize hatırlatıcılar bulun. (bir obje, resim, veya görünen bir yere yapıştırılan not vs...)

En önemlisi fark ettiklerinizi unutmayın ve uygulayın. Uygulamaya koymadığınız zaman farkında olmak hiçbir anlam taşımaz.

Didem Şen Pamuk Yazan: Didem Şen Pamuk